Nazım Hikmet Ran (15 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963), Türk şair, oyun yazarı, romancı ve düşünürdür. Modern Türk şiirinin öncülerinden olan Hikmet, serbest nazımın (serbest vezin) ustalarından biri olarak kabul edilir. Siyasi duruşu ve sosyalist düşünceleri nedeniyle yaşamı boyunca birçok kez hapsedilmiş ve sürgün hayatı yaşamıştır.
Erken Dönem ve Eğitimi
Nazım Hikmet, 1902 yılında Selanik’te doğdu. Eğitim hayatına Galatasaray Lisesi’nde başladı, ancak sağlık sorunları nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Sonrasında Heybeliada Bahriye Mektebi’nde eğitim gördü ve bu sırada şiire olan ilgisi arttı.
Sanat Hayatı
Nazım Hikmet, ilk şiirlerini 1920’li yıllarda yayımlamaya başladı. İlk dönem eserlerinde Milli Mücadele ve sosyal adalet temalarını işlerken, zamanla eserlerine toplumsal sorunlar ve insan hakları konularını da dahil etti. Şiirlerinde güçlü imgeler, ritmik dil ve halkın günlük yaşamından kesitler bulmak mümkündür. “835 Satır” (1929), “Sesini Kaybeden Şehir” (1931) ve “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?” (1932) gibi eserleriyle tanınır.
Siyasi Hayatı ve Hapis Yılları
Nazım Hikmet’in siyasi görüşleri, onun hayatını derinden etkiledi. Sosyalist fikirleri nedeniyle 1938’de askeri isyana teşvik suçlamasıyla 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1950 yılında, geniş çaplı bir af kampanyası sonucunda serbest bırakıldı, ancak siyasi baskılar devam ettiği için Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı.
Sürgün Yılları ve Ölümü
Türkiye’den ayrıldıktan sonra Nazım Hikmet, Moskova’ya yerleşti ve burada sürgün hayatı yaşadı. Moskova’da bulunduğu dönemde eserlerini yayımlamaya devam etti ve uluslararası alanda tanınan bir şair haline geldi. 3 Haziran 1963’te Moskova’da kalp krizi sonucu vefat etti. Mezarı, Moskova’daki Novodeviçi Mezarlığı’ndadır.
Eserleri ve Mirası
Nazım Hikmet, geride bıraktığı şiir, roman, oyun ve mektuplarıyla Türk edebiyatına büyük katkılarda bulunmuştur. Eserleri pek çok dile çevrilmiş ve dünya edebiyatında da önemli bir yer edinmiştir. “Memleketimden İnsan Manzaraları” ve “Kuvâyi Milliye Destanı” gibi başyapıtları, onun halkın içinden çıkan bir şair olduğunu ve toplumsal meselelere duyarlılığını gözler önüne serer.